Türkiye’nin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıklamasına göre; Manisa’nın Salihli ilçesinde yer alan Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri’nin, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kabul edildi.

Sardes Antik Kenti ve Lidya Tümülüsleri, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 2013’ten bu yana UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde bulunan arkeolojik alan, Paris’te gerçekleştirilen 47. Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda oy birliğiyle kalıcı listeye alındı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’ “Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri, UNESCO ailesine katılarak 22. kültürel hazinemiz oldu.” dedi.
Lidya uygarlığının başkenti, dünyanın ilk madeni parasının doğduğu bu coğrafyanın artık tüm insanlığın ortak mirası olarak kayıt altına alındığını aktaran Ersoy, 20 metre kalınlığında ve antik dönemde yüksekliği 15-20 metre olduğu düşünülen surlarıyla, 7 bin 500 hektarlık dev nekropol alanının, Lidya uygarlığının temsilcisi olarak artık dünya sahnesinde bulunduğunu belirtti.
Bu başarıda emeği geçenlere teşekkür eden Ersoy, “Türkiye’nin kültürel hazineleri, Türkiye Yüzyılı’nda birer birer gün yüzüne çıkmaya devam edecek. Gece müzeciliği kapsamında ziyaretçilerini ağırlayan Sardes Antik Kenti’nin büyülü atmosferini keşfetmeye herkesi davet ediyorum.” değerlendirmesini yaptı.
Sardes Antik Kenti’nin Paranın Mucidi Lidya medeniyeti kurdu
UNESCO’nun 3 numaralı kriteri kapsamında listeye alınan alan, Anadolu’nun yerli kültürü olan Lidya medeniyetine dair güçlü arkeolojik ve mimari kanıtlarıyla dikkati çekiyor.
Bölgede, Sardes Kazı Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında arkeolojik kazıların yanı sıra interdisipliner koruma faaliyetleri ve bilimsel çalışmalar, ulusal ve uluslararası iş birliğiyle devam ediyor.
Türkiye, bu yeni kayıtla UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki yerini daha da güçlendirirken, Anadolu’nun zengin tarihsel katmanlarını evrensel miras çatısı altına taşımayı sürdürüyor.
Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki alanlarının sayısı 22’ye ulaştı
T.C. Dışişleri Bakanlığı de konuya ilişkin yazılı açıklama yaparak “Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri”nin, Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenmekte olan Dünya Miras Komitesinin 47. Oturumu’nda UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedildiği, bu kayıtla Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki alanlarının sayısının 22’ye ulaştığı belirtildi.
Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Türkiye 2023’te aday olduğu kategoride en yüksek oyu alarak, UNESCO Dünya Miras Komitesi üyeliğine 2023-2027 dönemi için seçildi.
Sardes Antik Kenti
Sardes, Milattan Önce (MÖ) 8-6. yüzyıllarda Lidya Krallığı’nın başkentliğini yapmış, bölgedeki ilk Demir Çağı devleti olarak önemli bir güç merkezi haline gelmişti. Lidyalılar, madeni parayı icat etmeleri, büyük zenginlikleri ve özgün sosyokültürel yapılarıyla biliniyor.
Sardes, akropolis, surla çevrili şehir merkezi ve sur dışındaki yerleşimler ile tümülüs tarzı mezar alanları olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor.
Kentin üst kesiminde devasa surlar ve teraslama sistemi, alt kesiminde ise kerpiç evler, kayaya oyulmuş mezarlar ve altın rafinerisi bulunuyor.
Kent, yaklaşık 3 bin yıl boyunca kesintisiz olarak yerleşime açık kalmıştı.
Bin Tepe Lidya Tümülüsleri
Sardes’in kuzeyinde yer alan Bin Tepe nekropolünde, 119 tümülüs, 75 kilometrekarelik geniş bir alana yayılıyor.
Tümülüslerin yapımına MÖ 7. yüzyılda başlanmış olup Alyattes Tümülüsü gibi örnekler, dünyanın en büyük anıtsal mezarları arasında yer alıyor.
Lidya sonrası dönemde Persler de bu mezarları kullanmaya devam ederken, tümülüs geleneği MÖ 4. yüzyıla kadar sürmüştü.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Nicholas Cahill: Bu karardan dolayı çok mutluyuz
UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin 47. Oturumu’na katılan Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Aybet, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü İnceciköz ve Sardes Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nicholas Cahill, UNESCO merkezinde AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Büyükelçi Aybet, Türkiye’nin üyesi olduğu Dünya Miras Komitesinin 47. Oturumu’nda Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüslerinin kaydıyla Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki alanlarının sayısının 22’ye yükseldiğini belirtti.
“Bu karardan çok mutluyuz.” diyen Aybet, Manisa’da bulunan Sardes Antik Kenti’nin Milattan Önce (MÖ) 8.-6. yüzyıllarda Lidya Krallığı’nın başkenti olduğunu ve bölgedeki ilk Demir Çağı devleti olarak önemli bir güç merkezi haline geldiğini dile getirdi.
Aybet, Lidyalıların madeni parayı icat etmeleri, büyük zenginlikleri ve özgün sosyo-kültürel yapılarıyla tanındığına işaret ederek, “Lidya dönemi kalıntıları, Helenistik, Roma ve Bizans yapıları altında kalmış olsa da alanın bu dönemde yoğun şekilde iskan edildiği anlaşılmaktadır.” ifadesini kullandı.
Lidya’nın yıkılmasından sonra, Artemis Tapınağı, Roma yapıları, büyük bir antik sinagog ve Bizans surlarının bu dönemlerde burada inşa edildiğini anlatan Aybet, bu kentin yaklaşık 3 bin yıl boyunca kesintisiz olarak yerleşime açık kaldığını kaydetti.
Aybet, Sardes’in kuzeyinde bulunan Bin Tepeler Lidya Tümülüslerinin yaklaşık 119 olduğu ve 75 kilometrekarelik bir alana yayıldığını aktararak bu tümülüslerin yapımının MÖ 7. yüzyılda başlandığını ve dünyanın en büyük anıtsal mezarları arasında yer aldığını vurguladı.
Lidyalılardan sonra Perslerin de bu mezarları kullanmaya devam ettiğini söyleyen Aybet, “Bu mezarlar, bölgenin değişen siyasi ve kültürel yapısını yansıtan kalıcı ve etkileyici anıtsal yapılar olmuştur.” dedi.
Aybet, Türkiye’nin 2023’te en yüksek oyu alarak, UNESCO Dünya Miras Komitesi üyeliğine 2023-2027 dönemi için seçildiğini ve halihazırda 21 ülkeden müteşekkil UNESCO Dünya Miras Komitesi üyesi olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin UNESCO’da görünürlüğü olan bir ülke olduğunu vurgulayan Aybet, “Hem Yürütme Kurulu üyesiyiz. Hem önemli olan bu Dünya Miras Komitesi üyesiyiz. Onun için bundan da ayrıca mutluluk duyuyoruz.” diye konuştu.
“Ülkemizin birçok kıymetini Dünya Miras Kesin Listesi’ne kaydettirmek hedefimiz”
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü İnceciköz, “(Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri) 2013 yılında Geçici Miras Listesi’nde olan bu varlığımız nadirlik ve özgünlük başlığı altında dünyanın en nadir varlıklarından biri olarak kabul edilerek bugünkü toplantıda Dünya Miras Kesin Listesi’ne kaydedilmiş oldu.” ifadelerini kullandı.
Tespit ve Planlama Dairesi Başkanlığının 2 yıllık emekleriyle Sardes Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri dosyasının bu hale geldiğini aktaran İnceciköz, bu varlığın listeye alınmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un teşrifleriyle yakın zamanda Manisa Müzesi’ni yeniden açtıklarını dile getiren İnceciköz, UNESCO’da bugün alınan kararla ilgili şunları kaydetti:
“Manisa şehrimize ikinci güzel ve müjdeli bir haber oldu. Hem Manisa şehrimize hem de Türkiye’ye. Umarım aynı kararlılıkla çalışıp ülkemizin birçok kıymetini Dünya Miras Kesin Listesi’ne kaydettirmek hedefimiz.” dedi.
İnceciköz, Bakan Ersoy’un tensipleriyle Türkiye’de “Geleceğe Miras Projesi”ni başlattıklarını söyleyerek, “Ülkemizin toprakları tarihin her döneminde yerleşime konu olmuş topraklar. Kültür varlıkları açısından da oldukça kıymetli ve zengin topraklar.” şeklinde konuştu.
Bu proje kapsamında Türkiye’deki birçok alanı Dünya Miras Kalıcı Listesi’ne kaydettirmek için özveriyle çalıştıklarına işaret eden İnceciköz, “Son dönemlerde özellikle dünyanın en çok bilimsel arkeolojik kazı yapan ülkesi olarak Türkiye Cumhuriyeti aslında artık kurallar koyan ülke oldu. Bu da gurur verici.” ifadelerini kullandı.
İnceciköz, Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Komitesi üyesi olmasının oldukça gurur verici olduğunun altını çizerek artık Türkiye’nin, diğer ülkelerin adaylık dosyalarında oy verme, düzeltme yapma ve benzeri haklara sahip olduğunu vurguladı.
“Bugünkü karar, bu kenti korumak için çok büyük katkı sağlayacak”
Cahill, en önemli sorumluluklarından birinin, çok sevdikleri bu antik kenti korumak olduğunu belirterek “Bugünkü karar, bu kenti korumak için çok büyük katkı sağlayacak.” dedi.
Bu kararın aynı zamanda daha fazla insanın burayı tanımasına ve gelecekte tüm dünyaya tanıtılmasına yardımcı olacağına işaret eden Cahill, özel bir yer olan Sardes’e çalışmaya gelen pek çok kişinin burada kalmaya devam ettiğini dile getirdi.
Cahill, “Sardes ve onunla ilgili her şey o kadar özel ki, orada şu anda yaşayan insanlar, doğası, kalıntıları, yemekleri.” diye konuştu.
Fatma Nur Candan, Mehmet Şah Yılmaz, Esra Taşkın – Anadolu Ajansı