Mediha Aslan’ın Küçeleri

2 hafta önce 30

 

Bir cumartesi akşamı…

Hava Rotterdam kadar gri. İçimiz Anadolu kadar dolu.

Gökyüzü suskun, sokaklar yabancı. Ama… bir salon var.

Orada bir şeyler oluyor.

 

Rotterdam Melodi Korosu sahnede.

Caner Malkoç yönetiminde…

Yanlarında klarnet, arkalarında Burak Savaş ve Uğur Akbaba gibi usta müzisyenler.

Ama mesele sadece müzik değil.

Sahnedeki insanlar nota değil, hatıra okuyor.

Şarkı değil, miras söylüyorlar.

 

Koro yalnızca ezgi üretmiyor.

Kültür denen o köklü çınarın susuz kalmış köklerine su taşıyor.

İşte tam burada başlıyor işin özü:

Ya fidan dikeceğiz… ya da dikilmiş fidanlara su vereceğiz.

Melodi Korosu işte o sulanan fidandır.

Toprağın altındaki belleğe can veren,

Tozlu yollarımıza notalarla serpilen bir yaşam suyudur.

 

Vedat Gültekin sunuyor programı.

Sunu değil bu; bir sohbet, bir taşlama, biraz Anadolu, biraz Rotterdam.

Şarkılar makam makam ilerliyor,

İzleyici her biriyle başka bir coğrafyaya uğruyor.

Sazla, sözle, susuşla…

 

Sonra bir türkü başlıyor:

“Küçelere su serpmişem…”

 

Sahnedeki ses Mediha Aslan’ın.

Ne bir gösteri, ne bir performans…

Bu başka bir şey.

Bir türkü insanın göğsüne dokunur mu?

Dokundu.

Susarak dinledik. Çünkü bazı şeyler söylenmez, yaşanır.

Türkü değil, bir geçmiş geçti içimizden.

Küçelere serpilen su,

Bizim çocukluğumuzun, annemizin, toprağımızın üstüne serpildi.

 

Küçe dedik ya…

Sokak.

Ama her sokak aynı değildir.

Bazısı betondur, bazısı tarih.

Bazısı alışveriş merkezine, bazısı köklerimize çıkar.

Mesele o yolları tanımakta.

 

Koro işte o yolların haritasını çiziyor bize.

Rotterdam’da yaşıyoruz ama bir yanımız hâlâ Erzincan, Yozgat, Karaman.

Unutanlar billboardlara afiş asıyor,

Hatırlayanlar sahnede türkü söylüyor.

 

Kültür, kulakla değil, yürekle duyulan bir sestir.

Ve o ses bazen bir koronun ortak nefesinde çıkar.

İşte orada sanat, sadece sanat değildir.

Orada insan, insanla karşılaşır.

Yalnızlaşan çağımıza bir cevap,

Kolektif bir belleğe bir selam olur.

 

Eğer yaşadığımız toplumun kültürel iklimini değiştirmek istiyorsak,

Moda festivalleriyle değil,

Bu tür mütevazı ama köklü sanat hareketleriyle başlar yolculuk.

Bir halkın müziği sustuğunda,

Orada sadece ses değil, vicdan da eksilir.

 

Ama şimdi ses vardı.

Ruh vardı.

Bir salonda, bir akşamda…

Tozlu küçelere su serpildi.

Biz de yürüdük o sulanmış yolların üstünde.

Sessizce, düşünerek, hatırlayarak.

 

 

 

The post Mediha Aslan’ın Küçeleri first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku