Bu Kez Bizim İçin!
İsrail’in İran’a saldırısı Hollanda’da yüz binleri sokağa döktü. Peki Türkiye’de her gün öldürülen kadınlar, kaybolan çocuklar, hukuksuzca kaldırılan İstanbul Sözleşmesi için neden susuyoruz? Kırmızı çizgilerimizi yeniden düşünme zamanı.
13 Haziran 2025 günü, Hollanda’nın diplomatik kalbi Den Haag (Lahey) bir vicdan çağrısına tanıklık etti. İsrail’in İran’a düzenlediği saldırı, 120 bin insanı sokaklara döktü. Protestonun adı çok anlamlıydı: “Kırmızı Çizgi.”
Bu sadece bir siyasi duruş değil, aynı zamanda insanlık onuru adına çekilen bir sınırdı. Ve bu protestonun en dikkat çekici yönlerinden biri de, orada yer alan binlerce Türkiye kökenli Hollandalı yurttaşın duyarlılığıydı.
Bu büyük tepki, bu güçlü katılım, umut verici.
Ama bir soru hâlâ içimi kemiriyor:
Kadınlarımız her gün öldürülürken, çocuklarımız ortadan kaybolurken, hukuk ayaklar altına alınırken bizim “kırmızı çizgimiz” neden sessiz?
İstanbul Sözleşmesi…
Bir imzayla yok edilen hayatlar
Türkiye’de kadınlar, yıllardır sistematik şiddetin hedefi.
Koruma kararına rağmen öldürülen anneler, kardeşler, çocuklar…
Ve bütün bu acıların ortasında, kadını korumayı hedefleyen İstanbul Sözleşmesi, tek bir gece yarısı kararnamesiyle, hiçbir anayasal temele dayanmadan feshedildi.
Bugün Türkiye’de her gün kadınlar öldürülüyor.
Her kayıp dosyası, bir çocuğun sessiz çığlığına dönüşüyor.
Bu ölümler, bu kayıplar, bir hükümet kararı kadar sessiz, toplum kadar suskun.
Kıyas değil, çağrı
İsrail’in İran’a saldırısını, geçmişteki katliamları gibi şiddetle kınıyorum.
İsrail’in uyguladığı sömürgeci, saldırgan politikaların karşısında, İran halkının haklı mücadelesini destekliyorum.
Ancak bu acılar üzerinden bir kıyas yapmıyorum.
Çünkü acı yarıştırılmaz.
Katliamlar mukayese edilmez.
Ama benzer kökleri teşhis etmek gerekir.
İsrail’in katliamları da, Türkiye’deki kadın cinayetleri de, çocuk kayıpları da;
aynı karanlıktan besleniyor:
Hesap vermeyen iktidar. Denetimsiz güç. Susturulmuş toplum.
Türkiye kökenli yurttaşlara ve insanlığa çağrı
Buradan önce Hollanda’daki Türkiye kökenli yurttaşlara, sonra tüm insanlığa seslenmek istiyorum:
1.Kadınların öldürülmediği, çocukların kaybolmadığı bir Türkiye için,
2. Anayasaya sadık, toplumsal sorumluluk taşıyan bir yönetişim için,
3. “İnsan hayatı”nı merkeze alan bir adalet sistemi için,
Artık biz de kendi “Kırmızı Çizgimizi” çekmek zorundayız.
İsrail’e karşı tek yürek olan bizler, aynı yüreklilikle İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Diyarbakır’da neden sessiziz?
Kadınlar ölürken, çocuklar kaybolurken, ülke hukuksuzluk içinde nefessiz kalırken,
sadece dışarıya dönük bir vicdan gösterisiyle yetinemeyiz.
Artık yetmeli
Bu bir çağrıdır.
İlk olarak Türkiye kökenli yurttaşlara: Vicdanınızı coğrafyaya göre çalıştırmayın.
Ve sonra insanlığa:
Kadının yaşam hakkı için, çocukların güvenliği için, hukuk devleti için, bu kez bizim ülkemiz için ayağa kalkın.
Çünkü “Kırmızı Çizgi” sadece başka ülkelerde değil, tam da burada, içimizde çizilmesi gereken bir çizgidir.
Ve bu çizgi daha fazla geçilmeden, daha fazla can yanmadan, tarihe karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz.
The post Kırmızı Çizgi… first appeared on Hollanda Haberleri.