Gericiliğin Çapsız Yüzü: Yeliz!

Bu ülkede, bir zamanlar düşman parlamenterlerin bile cüret edemeyeceği sözleri artık bir milletvekili rahatlıkla dile getirebiliyor.

Düşünün ki, Cumhuriyet’in kuruluş yılı olan 1923 için “kanlı darbe” ifadesi kullanılıyor.

Hem de sıradan biri değil: Meclis sıralarında oturmuş, AKP listelerinden milletvekili seçilmiş, kamuoyunun “Yeliz” mahlasıyla tanıdığı Ahmet Hamdi Çamlı.

Tayyip Erdoğan’ın eski şoförü, Meclis’ten sahte isimle tweet atan bir figür…

Bugün hâlâ aklı, arkasına bile bakmadan kaçan İngiliz zırhlılarında kalmış biri.

Geçtiğimiz günlerde çıktı, 1923’ü “kanlı darbe” diye yaftaladı.

Yetmedi, “Yeni, onurlu ve beyaz bir sayfa açalım.” dedi.

“Yeni bir yön mü çizilmeli?” diye sordu.

Soruyu halka sormuş…

Halk cevaplamış:

10 kişiden 9’u “Cumhuriyet’in rotası değişmez!” demiş.

Ama bu soru sadece bir gaflet değil; örgütlü bir karşı-devrim dilidir.

Bu dilde hilafetin özlemi vardır, saltanatın gölgesi, ümmetçiliğin rüyası vardır.

“Beyaz sayfa” dedikleri şey, karanlık bir defterin kapağıdır.

Bugün artık Cumhuriyet’e saldırılar münferit değil, planlı bir kampanyadır.

Bir karikatürü bahane eden kalabalıklar, İstanbul’un göbeğinde Cumhuriyet’e meydan okuyor.

Atatürk’e hakaret ediliyor.

Ne savcı var ortada, ne güvenlik gücü…

Ama aynı ülkede “Barınamıyoruz” diyen öğrenciler sabaha karşı evlerinden alınıyor.

Bir gazeteci, Cumhurbaşkanı’na tek bir eleştiri getirse soluğu ya gözaltında ya mahkeme salonunda alıyor.

Muhalif belediyelere yönelik açılmadık dosya kalmıyor.

Ama “Şeriat isteriz!” diye bağıran kalabalıklar, özgürlük adına dokunulmaz sayılıyor.

Burada birkaç soruyu sormadan geçemeyiz:

Yasalar herkes için eşit midir?

Erdoğan’ı koruyan yasa, Mustafa Kemal’i neden korumaz?

Cumhuriyet düşmanına müsamaha, savunucusuna cop mudur?

Hayır, Türkiye bir yol ayrımında değildir.

Türkiye, 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’da o yola girmiştir.

O yürüyüş, 1923’te Cumhuriyet’le taçlanmıştır.

Bu yol, halkın istiklal ve istikbal yoludur.

Yürüyüş kararlılıkla sürmektedir.

Evet, bu yürüyüşte zaman zaman engeller çıkar.

Yokuşlar artar, yollar kapanır gibi olur…

Ama bu millet yönünü şaşırmaz.

Çünkü pusula sağlamdır:

Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.

Ve bu milletin ebedî istikameti bellidir: Çağdaş uygarlık!

Cumhuriyet’in önüne kurulan her bent yıkılır.

Rotayı şaşırtmaya çalışanların sonu bellidir:

“Geldikleri gibi giderler.”

Muhatapları itinayla Akdeniz’e dökülür.

O yüzden hiç boşuna çırpınma Yeliz…

Bu millet, 100 yıl önce kurtuluşun haritasını çizdi, kuruluşun pusulasını belirledi.

Kendi iradesini egemen kıldı.

O istikametten ne bir adım geri, ne bir satır silinir!

Eğer tarih bir kez daha yazılacaksa,

Kalem yine halkın elinde olacak.

Ve o kalem başlığı değiştirmeyecek:

“Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır.”

The post Gericiliğin Çapsız Yüzü: Yeliz! first appeared on Hollanda Haberleri.