Elçilikler, Mitingler, Manipülasyon – Avrupa’da Faşizmin Uzantısı

3 hafta önce 50

Gece yarısı, Hollanda sokaklarında bir diplomatik araç ilerliyor. İçinde Türkiye’den bir bakan var. Ne önceden haber verilmiş, ne izin alınmış. Hollanda hükümetiyle diplomatik temas bile kurulmamış. Amaç ne? Avrupa’da miting düzenlemek. Kapalı kapılar arkasında değil; meydanlarda, sokaklarda siyasi gövde gösterisi yapmak. Hollanda makamları dur diyor. Araç çevriliyor. Kriz patlıyor.

 

O gece yaşananlar, sadece bir diplomatik anlaşmazlık değildi.

Bu, bir zihniyetin dışa vurumuydu: Zorla gir, dayat, egemenlik tanıma, hukuk tanıma, kural tanıma.

Tıpkı içeride olduğu gibi dışarıda da faşizmin dili buydu.

 

Türkiye’nin bazı temsilcileri, diplomasi yerine ideoloji taşımayı görev bildi. Elçiliği propaganda merkezine çevirmek, camiyi siyasi kürsü yapmak, sivil toplum derneklerini parti bürosuna dönüştürmek sadece etik değil; aynı zamanda hukuki bir suçtur.

 

Ve bu bir geceye özgü değil.

Bu, yıllardır adım adım örülmüş bir stratejidir.

 

Faşizm Sınır Tanımaz

1930’ların Almanya’sında Naziler yalnızca ülke içini kontrol etmekle yetinmedi. Yurtdışındaki Almanları da “tek doğru”ya ikna etmek için konsoloslukları propaganda merkezine çevirdiler. Dernekler Nazizmin dış şubelerine dönüştü. Hitler’e biat etmeyen Almanlar hain ilan edildi.

 

Bugün benzeri yapının Türkiye’ye ait dış temsilciliklerde oluştuğunu görüyoruz.

Diplomatlar vatandaşla ilgilenmiyor, propaganda dağıtıyor. Dernekler sosyal dayanışmadan çok siyasi aracı oluyor. Cami avluları, iktidar sloganlarıyla yankılanıyor.

 

Ve Avrupa’da yaşayan milyonlarca Türkiye kökenli insan iki seçenekle karşı karşıya bırakılıyor:

Ya biat edeceksin, ya dışlanacaksın.

Ya “bizden” olacaksın, ya da susacaksın.

 

Sandık Tiyatrosu: Seçim Değil, Algı Operasyonu

Seçim dönemlerinde yurt dışında kurulan sandıklar artık bir demokrasi aracı değil.

Buradaki insanlar yaşadıkları ülkenin değerlerine göre değil, Türkiye’den pompalanan algıların etkisiyle oy kullanıyor. Televizyon kanalları, sosyal medya ağları, gazeteler – hepsi tek merkezden yönlendiriliyor.

 

Gerçekler boğuluyor.

Yalanlar dolaşıyor.

Hakikat, boğazına bastırılmış bir halde sessizce kenarda bekliyor.

 

Şunu sormak gerekir:

Hollanda’da adaletin, ifade özgürlüğünün, kadın haklarının kıymetini bilen bir insan; Türkiye’de bu hakları yok sayan bir iktidara neden oy verir?

 

Cevap açık:

Algı.

Manipülasyon.

Sessizce örülmüş bir propaganda ağı.

 

Bu ağ sadece seçim kazandırmıyor. Aynı zamanda yaşadığımız ülkeye bizi yabancılaştırıyor.

Toplumdan kopuk, içine kapanmış, kuşatılmış bir topluluğa dönüştürüyor.

Çocuklarımıza, “Avrupa’ya ait değilsin” diyorlar.

“Sen farklısın”, “Senin yerin burası değil”, “Senin geleceğin Türkiye’de.”

 

Ama o Türkiye’de umut yok. Hukuk yok. Gelecek yok.

 

Elçiliğin Gölgesinde Yaşamak

Diplomatik misyonların görevi vatandaşa hizmet etmektir. Bir siyasi partiye değil.

Ama bugün Türkiye’nin birçok elçiliği, konsolosluğu siyasal karargâhlara dönüştürülmüş durumda. Vatandaşlar siyasi görüşlerine göre sınıflandırılıyor, muhalif olanlar dışlanıyor.

 

Kültürel etkinlikler bile politik süzgeçten geçiriliyor.

Hangi tiyatro sahne alacak, hangi dernek etkinlik düzenleyecek, hatta hangi yazar davet edilecek… tümü ideolojik filtreyle belirleniyor.

 

Hollanda gibi bir hukuk devletinde bu tarz yöntemler sadece demokrasiyi değil, toplumsal barışı da tehdit ediyor.

Çünkü faşizm sadece içeriye değil, dışarıya da sızar.

Yalnızca içeride susturmaz, dışarıda da hizaya sokar.

 

Unutma: Karanlığa Ortak Olma

Biz burada adaletin, özgürlüğün, şeffaflığın ne olduğunu biliyoruz.

Ama bilmek yetmez. Hatırlamak gerekir.

Sorgulamak gerekir.

Sessiz kalmamak gerekir.

 

Faşizm unutturmak ister.

Biz unutmayacağız.

Bizim oylarımızın, bizim sessizliğimizin, bizim uzaklığımızın Türkiye’de nasıl sonuçlar doğurduğunu görmek zorundayız.

 

Demokrasi sadece oy vermek değildir.

Doğruyu ayırt edebilmektir.

Yaşadığın değerleri, doğduğun topraklar için de isteyebilmektir.

 

Siyaset sokakta değil, vicdanda başlar.

Elçiliğin kapısından değil, adaletin eşiğinden geçer.

The post Elçilikler, Mitingler, Manipülasyon – Avrupa’da Faşizmin Uzantısı first appeared on Hollanda Haberleri.

Makalenin tamamını oku