Bu cümle, bize Ayten Alpman’ın, vatan sevgisi duyan her insanımızın gözyaşlarıyla dinlediği şarkıyı hatırlatıyor.
Hele bir de gurbetlik yaşıyorsan!
“Gurbetçiler” kelimesini pek sevmiyorum ama öyle hitap ediliyor. Kaç yıl gurbette yaşarsa yaşasın; evi, çocukları, işi gurbette olsa da memleket hasreti asla bitmez.
Ülkeye giriş yapanların duygusal halleri, ülkemiz insanı tarafından tepki ile karşılanıyor.
Bu doğru bir tavır değil.
Bu, özlemin getirdiği duygusallıktır.
Tabii ki bazı açıklamalar, tepkiye sebep olacak şekildedir.
Her iki tarafın haklı yönleri olabilir diyelim.
Ama şu bir gerçek ki, dünyanın neresine gidersen git gözün hep memleketi arar ve özler.
Bunu bizzat yaşayan biriyim.
Dünyanın en müstesna ülkesini Rabbimiz bize bahşetmiş.
İki kıtayı birden bahşetmiş.
En mavi denizleri, en yeşil doğayı bahşetmiş.
İlk insanların bu topraklarda yerleşik hayata başladıklarını biliyoruz.
Hz. Nuh’un gemisinin son durağının Cudi Dağı olduğunu biliyoruz.
Hz. İbrahim A.S.’ın yaşadığı yerin Urfa olduğunu biliyoruz.
Daha birçok peygamberin yaşadığı toprakların Anadolu’da olduğunu biliyoruz.
Tasavvufun temsilcilerinin bu topraklarda olduğunu biliyoruz.
Bereketli topraklar olarak bilinen Mezopotamya’nın bu topraklarda olduğunu biliyoruz.
İlyada Destanı’ndaki Truva Savaşı’nın Çanakkale’de geçtiğini biliyoruz.
Büyük İskender’in bu topraklarda Perslerle karşılaştığını biliyoruz.
Bugünkü Hristiyanlığın temelinin, MS 325 tarihinde İznik’te atıldığını biliyoruz.
Aziz Petrus’un bir süre Antakya’da yaşadığını, Aziz Pavlus’un Tarsuslu, Saint Nicholas’ın Demreli olduğunu biliyoruz.
Daha çok şey biliyoruz.
Eğer Anadolu’daki antik şehir ve müzeleri gezersek çok daha fazlasını biliriz.
Edirne’de Selimiye Camisi’nden, Ağrı’daki İshak Paşa Sarayı’na; Efes’ten Göbeklitepe’ye, Ayasofya’dan Kapadokya’daki kiliselere kadar gerçekten bir başkadır benim memleketim.
Nice uygarlıklar geldi geçti.
Alparslan’ı, Fatih’i, Mustafa Kemal’i ile nice komutanlar, nice zaferler, nice şehitler, nice gaziler bu vatanın simgesi oldu.
Ama son zamanlarda yanan ormanlar ve içindeki doğal yaşam yüreklerimizi yaktı. Her yanan bir ot bile bizim bedenimizi de yaktı.
Evet, bir başkadır memleket.
Tıpkı Hz. Peygamber’in Mekke için dediği gibi: “Eğer mecbur bırakılmasaydım, seni asla terk etmezdim.”
Her mümin için Mekke de bir vatandır.
Memleketimden her ayrılışımda ve Kâbe’den ayrıldığımda gözlerim nemlenmiştir.
Hz. Peygamber’i çok daha iyi anlamış ve o duyguyu hissetmiştim.
Havamız, suyumuz, taşımız, toprağımız memleket gibi olsun.
Allah’a emanet olun.
Bayram Tan
The post BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM first appeared on Hollanda Haberleri.